Prof. dr. Metin İzeti

Balkanlar’daNakşilikve İmam-ıRabbani’ninTe’sirleri

ÖZET

Türk-İslâm târihinin büyük bir zaman dilimini oluşturan Osmanlı Devleti’nin teşekkülünde ve gelişiminde önemli rolü olan tasavvuf, sâdece dînî alanla alâkalı bir olgu olarak kalmamış, fikir, felsefe, mîmârî, şiir ve mûsîkî başta olmak üzere bütün ilim ve güzel sanatlara uzanarak ilmî ve sosyal hayatla ilgili yönlendirmeler yapan bir düşünme ve yaşama tarzı olmuştur.

Balkanlar’da tasavvuf akımları XIII. Ve XIV. Yüzyıllarda yerleşmeye başlamış olmakla berâber XVIII. Ve XIX. Yüzyıllarda tasavvuf, sanat ve sosyal faâliyetler açısından daha faâl olmuşlardır.

XIV. yüzyılda Hâce Bahâuddin Muhammed Nakşibend Buhârî (ö. 791/1389)’den sonra Nakşibendîlik ismiyle meşhur olan bu tarîkat târihî seyri içerisinde Sıddîkilik, Tayfûrîlik ve Hâcegânîlik gibi değişik adlarla anılmıştır. XV. Yüzyıla kadar Nakşibendîlik olarak devam eden bu tarîkat İmam Rabbânî (ö. 1034/1624) ile birlikte Müceddîdilik koluyla güçlü olarak temsil edilmiş, XIX. Yüzyılın başından îtibâren de daha çok Mevlânâ Hâlid Bagdadî (ö. 1241/1826) tarafından kurulan Hâlidîlik koluyla ünlenmiştir. Bu tarîkatın Anadolu ve Rumeli topraklarına girmesi, Ubeydullah Ahrâr’ın (ö. 895/1490) XV. Asrın ikinci yarısında hilâfet vererek Anadolu’ya gönderdiği Molla İlâhî (Abdullah Simâvî, ö. 896/1481) ve halîfeleri vâsıtasıyla olmuştur.

Nakşibendîliğin göze çarpan en önemli özellikleri, temkinli “orta yol” bir tasavvuf anlayışı, şeriat kural ve ilkelerine verilen âzamî önem, bir yandan temel ilkelerini gözetirken diğer yandan yerel, sosyo-kültürel ortamlara ve değişen şartlara uyum gösterme yeteneğidir.  Bu tarîkatın idârî açıdan merkeziyetçi bir yönetim modeli yerine, her kültür sâhasının kendi mutasarrıfları aracılığıyla örgütlendiği adem-i merkeziyetçi bir yapılanmayı esas alması  Balkanların birçok bölgesine girip faaliyet göstermesini sağlamıştır.

Imam Rabbanı’nin Islam dünyasında ki güçlü tesiri  ve izleri Balkanlara da yansımış ve önceden bazı bölgelerde mevcud olan Nakşi merkezleri balkanların diğer bölgelerine de yayılmış ve özellikle Bosna Hersek’te merkezi tasavvufi yol konumuna geçmiştir. Imam Rabbani’nin düşünce ve ictihatları sadece tekke çevrelerinde değil cami ve medreselerde de oldukça yayılmıştır.

Anahtar kelimeler: Nakşibendilik, Balkanlar, Imam Rabbani.